Tanığın anlatımına göre, yönlendirme bilinçli miydi? AKP önünden çıkan kalabalık bilerek ve isteyerek ölüme mi gönderildi?
15 Temmuz 2016 gecesi, AKP Genel Merkezi önünde toplanan kalabalığın, AKP milletvekili Şamil Tayyar ve o dönem Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkent Tiyatrosu’nda görevli M.T.İkiler’in yönlendirmesiyle Beştepe Külliyesi’ne doğru sevk edildiği, olayda yaralanan tanık M. Zeybek’in mahkeme ifadesiyle belgelendi.
Aynı gece ilerleyen saatlerde Külliye ve Jandarma Genel Komutanlığı çevresinden kimliği belirlenemeyen kişilerce açılan ateş sonucu birçok sivilin vurulması, bu yönlendirmelerin halkı bilerek çatışma veya suikast ihtimali olan bir bölgeye sevk etmek anlamına gelip gelmediği sorusunu akıllara getiriyor.
Tanık M. Zeybek’in 27.02.2019 tarihli Jandarma Genel Komutanlığı önündeki olaylara ilişkin ifadesinden:
“…AK Parti Genel Merkezi’ne doğru devam ettim. Bu arada tabii yavaş hareket ediyorum, saatler de ilerliyor. Saat sanırım 00:00 – 00:10 civarıydı. Sonra AK Parti’nin önünde durdum. Ne kadarlık bir süre geçti bilmiyorum. Orada Şamil Tayyar Bey konuşmalar yapıyordu. Durumun kötü olduğunu, görev paylaşımıyla bir takım yerlere dağılmamız gerektiğini, bazı engelleyici eylemler yapmamız gerektiğini ifade ediyordu.
O arada, daha önce kendisini Büyükşehir Belediyesi tiyatro sanat koordinatörü olarak bildiğim Mehmet Tahir İkiler – sanırım dün ifade vermiş – bu abimiz Külliye tarafından koşarak geldi ve bize dedi ki: ‘Tanklar, zırhlı araçlar Külliye’ye hareket ediyor. Sayın Cumhurbaşkanımızı almaya geliyorlar. O tarafa doğru gidelim. Burada beklememizin bir anlamı yok. Orada bu zırhlı araçlara, tanklara, askerlere engel olalım.’
Sonra biz orada, tabii tanımadığım birçok arkadaşla – daha sonra tanıştığımız birçok arkadaşımızla – yaklaşık 30-40 kişilik, yani tabii ki sayamıyorsunuz, oradaki heyecanla, oradaki şokla, aşağı yukarı 40 ya da 50 kişilik bir grupla biz AK Parti’den, AK Parti Genel Merkezi önünden Külliye’ye doğru yürümeye başladık…”[1]
15 Temmuz akşamı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın CNN Türk ekranlarında Hande Fırat’a yaptığı ve hemen hemen tüm haber kanallarında canlı olarak yayınlanan konuşmasında, Ankara’da olmadığı ve müteakiben Ankara’ya geleceği açıkça anlaşılmasına rağmen [2], milletvekili seviyesinde bir kişinin bu durumdan haberi yokmuş gibi davranarak, Külliye tarafında Cumhurbaşkanına yönelik bir tehdit varmış izlenimi uyandırması ve insanların Cumhurbaşkanlığı Külliyesi ile Beştepe Kavşağı bölgesine doğru sevk edilmesine ön ayak olması — ya da en azından bu duruma sessiz kalması — akıllara şu soruyu getiriyor: “15 Temmuz akşamı vatandaşa yönelik bir kumpas mı planlandı?”
Bununla birlikte, Jandarma Genel Komutanlığı bölgesinde meydana gelen ilk sivil yaralanma olaylarının yaklaşık 00:44 [3] civarında başladığı düşünüldüğünde, tanık ifadesinde belirtilen Şamil Tayyar ve M.T. İkiler’in vatandaşları Külliye tarafına yönlendirmeleri konusu daha da anlam kazanıyor.
Öte yandan, Beştepe Kavşağı ve Jandarma Genel Komutanlığı önünde vurularak hayatını kaybeden vatandaşların üzerinden çıkan mermi çekirdeklerinin, o akşam Jandarma Karargâhı’nda bulunan askerlerin silahlarından çıkmadığının balistik inceleme raporuyla tespit edilmiş olması [4], durumun vahametini artırıyor.
Geriye ise tek bir soru kalıyor: “Birileri, bir yandan vatandaşı Cumhurbaşkanlığı Külliyesi ile Jandarma Genel Komutanlığı önüne yönlendirirken; diğer yandan, bazı karanlık elleri halkı katletmesi için o bölgede hazır mı bekletiyordu?”
Kaynaklar
[1] M. Zeybek’in 27.02.2019 tarihinde Ankara 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nde verdiği beyanı
[2] https://www.youtube.com/watch?v=czCknVm14dc
[4] https://www.adaletdevriyesi.com/jandarma-yarbay-erdogan-cicekten-tarihi-tespit-sivil-vatandas-umit-cobanin-vurulma-noktasi-jandarma-degil-kulliye-cephesi/