Bir davanın temelini oluşturan kamera kayıtları, hukuki bir delil midir, yoksa manipülasyona açık bir araç mı? 15 Temmuz gecesi kaydedilen görüntülerle ilgili yapılan bir uygulama, bu soruyu yeniden gündeme getiriyor.
15 Temmuz davalarında en kritik delillerden biri olan güvenlik kamerası görüntülerinin, hukuki standartlara aykırı bir şekilde farklı karargahlara götürüldüğü tanık ifadesi ile ortaya çıktı. Tanık Muhlis K.’nin ifadesi sonucu Sanık Cemal İ.’nin mahkeme huzurundaki tespitiyle Beştepe Jandarma Genel Komutanlığı’na ait kamera kayıtlarının, delillerin güvenliğini sağlayan imaj alma işlemi dahi yapılmadan farklı karargâhlara taşındığı ve muhtelif kişilere izletildiği ortaya çıktı.
Duruşma kayıtlarındaki Cemal İ. ve Muhlis K. arasında geçen konuşmaya göre, kamera görüntülerinin bir bilirkişi heyeti yerine, çeşitli karargâhlarda görevli kişilere izletilerek teşhis yaptırıldığı anlaşıldı. Mahkemede Cemal İ. ile Muhlis K. arasında şu konuşmalar geçti:
“SANIK CEMAL İ.: Beştepe Jandarma Genel Komutanlığı’nda bulunan o gece bulunan teğmenlerle ilgili işlem için Beştepe’ye geldiniz mi?
TANIK MUHLİS K.: Beştepe’ye gitmedim yalnız Beytepe’deki görüntü izleme merkezinde teşhiste bulundum daha sonra bir heyet oluşturuldu 8 kişi ve bir başkan olacak şekilde ilk önce yaptığımız teşhis sonrasında imzalı bir şekilde biz onu rapor şeklinde sunduk.
SANIK CEMAL İ.: Görüntü izleme merkezinde ne izlediniz?
TANIK MUHLİS K.: Görüntü izleme merkezinde kamera kayıtlarını izledik sadece ben değil Uğur Üsteğmen bazı günler Uğur Üsteğmen gitti bazı günler ben gittim İş durumuna göre aynı zamanda yanımızda da kursiyerleri tanıyabilecek o esnada yanımızda bulunan istirahatte olup da faaliyette bulunmayan teğmenler ile birlikte gittik ve birlikte teşhiste bulunduk tanıdığımız insanları.
SANIK CEMAL İ.: Yani siz Beştepe’ye gitmediniz Beştepe’deki video görüntüleri kamera görüntüleri Beytepe’ye getirildi orada izlediniz.
TANIK MUHLİS K.: Beytepe’de izledim görüntü izleme merkezinde izlediğim görüntüler Beştepe’dekiler var mıydı yok muydu onu hatırlamıyorum ama görüntü izledim ve bazı kişileri teşhis ettim grupla birlikte diğer arkadaşlarla birlikte teşhis ettik.
SANIK CEMAL İ.: Bu ne zaman oldu hatırlıyor musunuz kaç gün sonra olaydan?
TANIK MUHLİS K.: Muhtemelen 15 Temmuz’da ya bir haftadır ya da 10 gündür o esnada oldu daha sonraki teşhisim daha sonra oldu yaklaşık bir 6 ay sonra ayrı bir teşhis yapıldı dosyalarla fotoğraflar geldi o fotoğrafları inceledik hangi fotoğrafsa tanıyabildiğimiz kişileri teşhis ettik.
SANIK CEMAL İ.: Şimdi şöyle malumunuz Beştepe’ye gelen teğmenleri siz Beştepe’de olmadığınız için normal fotoğraftan teşhis etme şansınız yok mantıken Beştepe’deki videoların gösterilmesi lazım ki o görüntüdeki teğmeni tanıyıp tanımadığınızı söylemek lazım şimdi az önce şey dediniz de görüntülerin Beştepe’ye ait olup olmadığına emin değildim diye.
TANIK MUHLİS K.: İzledim görüntüleri ama Beştepe’deki görüntüler var mıydı yok muydu şu an hatırlamıyorum. Üzerinden 3 sene kadar bir zaman geçti.
SANIK CEMAL İ.: Şöyle buradaki teğmenlerin de teşhisi yapılmadı mı o yüzden soruyorum? TANIK MUHLİS K.: Tanık İsim isim hangi teğmeni teşhis ettiğimi hatırlamıyorum ben sadece görüntü izleme merkezine gittim görüntü izleme merkezinde görüntüleri izledik ve görüntülerde ben, Uğur Üsteğmen ve oradaki kursiyerlerle birlikte gördüğümüz teğmenleri kesin emin olduğumuz teğmenleri teşhis ettik bu budur şu şudur şeklinde söyledik.
SANIK CEMAL İ.: Siz sadece kendi bölüğünüz için mi yaptınız ayrı bir teşhis grubu var mıydı?
TANIK MUHLİS K.: İlla kendi bölüğüm değil tanıdığım zaten ben 2. Bölükte de Takım Komutanlığı yapmıştım 1. Bölükte de vekaleten baktım teğmenlerin, piyade okulunda da farklı karışık dönemlerde beraber olduk o sebepten dolayı tanıyabildiğimiz kim varsa kesin emin olduğumuz kim varsa teşhiste bulundum.
SANIK CEMAL İ.: Yani kursiyer teğmenlerin tamamı için teşhis yaptınız.
TANIK MUHLİS K.: Evet tamamı için teşhis yaptık.
SANIK CEMAL İ.: Birden fazla kişi yaptı sizin gibi.
TANIK MUHLİS K.: Evet benimle birlikte birden fazla kişi yaptı.
SANIK CEMAL İ.: Başkanım talimatla ifadesi alınan İstihbarat Grup komutanımız var Hakan Saraç ifadesi alınmış 18 Kasım’da yanlış hatırlamıyorsam 18 Kasım 2018 ben İstihbarat Grup Komutanıyım diyor görüntüler bana getirildi Başkanım. Görüntüleri izleyip kendi personelinden bir kaç tanesini Beştepe’de olduğunu anlamış. Kendi ifadesi mahkemeden gelen ifadeyi arz ediyorum. Yani biz şeyi araştırıyorduk. Beştepe’dekilere kamera görüntüleri izletilmiş mi malum biz kamera görüntüleri zaten sakatlandı imaj alınmadığı yedeklenmediği için Başkanım bırakın imaj almayı yedeklemeyi görüntüleri…Beytepe’ye gitmiş…Hakan Saraç albayın ayağına gitmiş, Beytepe’ye gitmiş görüntüler yani görüntüler çığırından çıkmış bunu sadece tespit için sordum teşekkür ederim arz ederim.”[1]
Bu tespit, davada delil zincirinin en başından itibaren bozulduğunu ve delillere müdahale edilmesinin önünün açıldığını gösteriyor.
En kritik delillerin dahi güvenliğinin sağlanmadığı bir yargılama sürecinde, verilen kararların ne kadar adil olduğu sorgulanmaktadır. Belki de birçok soru işaretini açıklığa kavuşturacak olan kamera kayıtları, neden hukuki usullere uygun olarak işlem yapılmadı da, adeta elden ele dolaşan alelade bir eşya gibi muamele gördü?
Kaynaklar
[1] Sanık Cemal İ. ve Tanık Muhlis K.’nın Ankara 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nde verdiği duruşma beyanları.