“Devletlerin refahı, parayla değil, adaletle ölçülür.” – Konfüçyüs

Adalet, Delilsiz mi Sağlanacak? 

Adalet, Delilsiz mi Sağlanacak? 

Beştepe Jandarma Genel Komutanlığı Darbe Davası’nda yargılanan sanık Mehmet Nur Ç., aleyhindeki iddiayı çürütmek amacıyla ısrarla talep ettiği kamera görüntülerine erişemedi. Oysa somut kanıtların başında, hukuka ve usule uygun biçimde elde edilmiş kamera kayıtları gelir. Peki, bu kayıtlar sanıktan saklanırken yargılama yalnızca şaibeli bir bilirkişi raporuna mı dayanacak?

15 Temmuz davalarından Beştepe Jandarma Genel Komutanlığı Darbe Davası’nda yaşanan bu olay, dijital delillerin şeffaflığı ve savunma hakkının kapsamı üzerine ciddi soru işaretleri doğurdu. Sanık Mehmet Nur Ç., mahkemede kendisine isnat edilen, aynı bölgede Veli Turan ile birlikte olduğu iddiasını kamera görüntüleriyle çürütmek istedi. Ancak karşılaştığı tablo, delillere erişimin önündeki engelleri net biçimde gösterdi.

Duruşma kayıtlarına göre Mehmet Nur Ç. ile tanık Veli Turan arasında şu diyalog geçti:

Sanık Mehmet Nur Ç.: “Öncelikle geçmiş olsun, beni tanıyor musunuz? Bilgisayarcınız olarak birkaç defa arızanıza geldim. Belki oradan hatırlayabilirsiniz. 15 Temmuz’da beni gördünüz mü? Sesimi duydunuz mu?

Veli Turan: “Olabilir, ben ad soyad olarak hatırlamıyorum. Evet hatırlamıyorum. Kimleri gördüğümü ifademde belirttim. Sesinizi de duymadım.

Başkan: “Bilirkişi raporunda ismi geçtiği için biz özellikle fırsat veriyoruz, görüp görmediğine ilişkin soru sorabilirsiniz.”

Sanık Mehmet Nur Ç.: Sesimi duymadınız. Başkanım zaten Veli Turan’la ilgili bana şu an tebliğ edilen herhangi bir görüntü bulunmamakta, müştekiler de müşteki avukatlarından, medyada çarşaf çarşaf görüntüler yayınlanmakta. Burada da açıyorsunuz. Ama herhangi bir tebliğ halen yapılmadı bana. Ben sadece dosyadaki Veli Turan ile ilgili bütün resim karelerini çıkarttım.

BAŞKAN: Sen başka cezaevinde kalmıyorsun değil mi?

SANIK MEHMET NUR Ç.: L tipinde kalıyorum Başkanım.

BAŞKAN: Duruşmalar haricinde?

SANIK MEHMET NUR Ç.: Hayır Başkanım. Aynı yerde.

BAŞKAN: Tebliğ olması lazım ya.

SANIK MEHMET NUR Ç.: Bana herhangi bir görüntü halen tebliğ edilmedi Başkanım.

BAŞKAN: Bilirkişi raporunda ismin geçiyor bir yerde mesela 275 numarada geçiyor.

SANIK MEHMET NUR Ç.: Başkanım ben görüntüleri söylüyorum bana görüntüler tebliğ edilmedi diyorum. Bilirkişi raporunu demiyorum. Görüntülerin hiçbiri tebliğ edilmedi. Gelmedi bana.

BAŞKAN: Gelmiş olması lazım.

SANIK MEHMET NUR Ç.: Ben dosya muhteviyatındaki bütün Veli Turan ile ilgili bütün kareleri çıkarttım. Veli’nin yanını bırakın aynı karede bile bulunmuyoruz. Yok yani herhangi bir görüntü yok ben savunmamda da bunu ayrıntı olarak anlattım size. Müşteki ifadelerinde tek tek söyledim. Tanık ifadelerini de söyledim. Kendisine iddia edilen olayı da hani gözü kapalı olduğunu beyan ediyor zaten, ben o yüzden müştekileri, haberciyi diğer şoförünü bunların ifadesini beyan ettim burada. Bunların hiçbirinde böyle bir şey geçmemekte. Resim karelerinin hiçbirinde de geçmemekte dosyada onlardan bahsediyorum Sayın Başkanım. Görüntülerde halen tebliğ edilmedi bana akar görüntüler. Burada izlediğim akar görüntülerin hepsinde Veli Turan’ın olduğu bütün akar görüntülerde de şahsım bulunmamakta, ama böyle bir suçlama tarafıma isnat edilmekte bunu da ispat etmeye çalışmaktayım ben yokun ispatını yapmaya çalışmaktayım. Arz ediyorum Başkanım.[1]

Mehmet Nur Ç., “Dosyadaki tüm kare görüntüleri inceledim; Veli Turan’ın yanını bırakın, aynı karede bile bulunmuyoruz. Böyle bir görüntü yok” diyerek, elindeki statik karelerle bile iddiaların geçersizliğini ortaya koymaya çalıştığını ifade etti. Ancak talep ettiği akar görüntüler hiçbir şekilde kendisine ulaştırılmadı. Savunmasını, “Ben yokun ispatını yapmaya çalışıyorum” sözleriyle özetledi.

Bu durum, Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) madde 153 ile güvence altına alınan, sanığın aleyhindeki delillere erişim ve savunma hakkının açık bir ihlalidir. Her sanık, Anayasa’nın 36. maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesi kapsamındaki adil yargılanma hakkı gereğince, üzerine atılı suçlamaları çürütebilecek nitelikteki görüntülere eksiksiz erişim hakkına sahiptir.

Söz konusu olay, Anadolu Ajansı’nın 3 Temmuz 2018 tarihli “Tuğgenerali rehin aldıklarını inkar ettiler” başlıklı haberinde de yankı buldu.[2]   

Anadolu Ajansı’nın, ortada sanığa tebliğ edilmeyen ve kendisinin erişemediği görüntüler olmasına rağmen, Mehmet Nur Ç.’nin “inkar ettiğini” vurgulaması, peşin hükümle hareket ettiğini ve bir taraf gibi davrandığını göstermektedir. Mehmet Nur Ç., görüntülere ulaşamadığı için “yokun ispatını” yapmaya çalışırken, devlete ait haber ajansının onu “inkar etmekle” itham etmesi, kamera görüntülerinin sanığa verilmemesini daha kritik bir hale getiriyor.

Bir sanığın, suçlamaları çürütebilecek nitelikteki görüntülere ulaşamaması ve buna rağmen bu görüntüler üzerinden itham edilmesi, normal koşullarda görülecek bir durum değildir. Kamera kayıtlarının usulüne uygun şekilde elde edilip taraflara eksiksiz olarak sunulması gerekirken, sanığın ısrarlı taleplerine rağmen bunların kendisine ulaştırılmaması hukuki sürecin şeffaflığını zedelediği gibi, savunma hakkının da fiilen kısıtlanmasına yol açmakta; böylece yargılamanın adil ve dengeli şekilde yürütülmesi ihtimalini ortadan kaldırmaktadır.


Kaynaklar 

[1] Sanık Mehmet Nur Ç. ve Tanık Veli Turan’ın Ankara 23. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki beyanları. 

[2]Anadolu Ajansı’nın 3 Temmuz 2018 tarihli “Tuğgenerali rehin aldıklarını inkar ettiler” başlıklı haberi. 

Yazarın Tüm Yazıları

SON YAZILAR