Karargahın güvenlik görüntüleri neden adli makamlar yerine manipülasyona açık ellere bırakıldı? Kamera kayıtları, neyi gizlemek için dava dosyasından çıkarıldı?
15 Temmuz davalarında en kritik delillerden biri olan güvenlik kamerası görüntülerinin, hukuki standartlara aykırı bir şekilde ele alındığı ve manipüle edildiği mahkeme duruşmalarında ortaya çıktı. Sanık Erdoğan Ç. mahkemedeki ifadesinde, Jandarma Genel Komutanlığı’ndaki kamera kayıtlarının imajı alınmadan ve adli bir talimat olmadan Ahmet Hacıoğlu ve Özcan Ş. tarafından kimsenin giremediği odalarda incelenerek manipüle edildiğini ortaya çıkardı.
Mahkemede Sanık Erdoğan Ç. ile Tanık Murat Y. arasında şu konuşmalar geçti:
“SANIK ERDOĞAN Ç.: Şimdi sizin hem emir subayının odasında, girişinde, o koridorda hem de Jandarma Genel Komutanının girişinde, kapısında kamera sistemleri var mıydı?
TANIK MURAT Y.: Evet, evet. Kapılar parmak izi ile açılıyordu.
SANIK ERDOĞAN Ç.: Bir genel bir, evet, bir genel bir sistem var. Bir de sizin özel kalem olsun, emir subaylığı olsun, o birimler içinde ayrı bir sistem var mıydı? Kamera sistemi.
TANIK MURAT Y.: Ayrı bir sistem demeyelim de şöyle bu dediğin birimleri, birimler sadece komutanın kapısını, önünü, çıkışını görecek şekilde kamera görüntülerini izleme yetkisi vardı. Yani kendi masalarındaki ekranlarından komutan gitti mi, geldi mi, çıktı mı, ziyaretçisi nerede, kapıdan girdi mi, bunları takip etmeleri açısından bu makamların kendi bilgisayar ekranlarında buraları izleme yetkisi vardı.
SANIK ERDOĞAN Ç.: Peki oradaki sanıkların teslim olduğu işte saat 09:20-09:25’e kadar kamera görüntüleri var. Ondan sonraki kamera görüntüleri bulunmuyor ve bunlar da daha sonrakiler de dosyaya dahil değil. Bu görüntüler olsaydı bu şahıslar, içeri girenler, yakanlar, yıkanlar belli olabilir miydi? Bir uzman olarak size soruyorum.
TANIK MURAT Y.: Ya mutlaka belli olurdu. [1]”
Bu tespit, söz konusu davada delil zincirinin en başından itibaren bozulduğunu ve delillere müdahale edilmesinin önünün açıldığını gösteriyor. Yargılamanın seyrini değiştirebilecek delillerin manipüle edilip bir kısmının yok edilmesi, yargılama sürecinin güvenilirliği ve tarafsızlığına derin bir gölge düşürüyor. Hukuksuzlukla elde edilen ve eksik bırakılan delillerle bir yargılama yürütmek, adaletin ruhuna aykırı değil midir?
Kaynaklar[1]Sanık Erdoğan Ç. ve Tanık Murat Y.’nin Ankara 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nde verdiği duruşma beyanları.