15 Temmuz 2016 gecesi birçok general ve amiral, televizyon kanallarına bağlanarak hem bulundukları konum ve durumları hakkında bilgi vermiş hem de darbe girişimine karşı tavırlarını kamuoyu önünde yüksek sesle dile getirmişlerdir. Bu tür beyanların yalnızca milletimize yönelik bir mesaj boyutu yoktu; aynı zamanda kışlalarında bulunan ve neyin doğru, neyin yanlış olduğunu anlamaya çalışan personele de doğrudan hitap eden bir yönü vardı. Çünkü o gece yaşanan karmaşa, belirsizlik ve bilgi kirliliği içerisinde, bu tür açıklamalar personel için yönlendirici bir nitelik taşımaktaydı.
Ancak, o gece Jandarma Genel Komutanlığının en kıdemli komutanı sıfatıyla 02:30 sularında NTV’ye bağlanarak konuşma yapan Tümgeneral Arif Çetin’in sözleri, personel üzerinde yanıltıcı bir etki yaratmıştır. Çetin’in açıklamalarını duyan pek çok personel, bulundukları durumun doğru ve meşru olduğunu düşünmüş, fakat gerçekte farkında olmadan en ağır ithamların ve iftiraların hedefi hâline gelmişlerdir.
O Gece Beytepe’deki Durum
O gece, Beytepe Jandarma Okullar Komutanlığında görevli personel de diğer birliklerdeki askerler gibi yapılan resmi açıklamalara uyarak kışlalarından çıkmamış, devlet kurumlarına veya vatandaşlara yönelik herhangi bir müdahalede bulunmamış, yalnızca belirsizliğin hâkim olduğu ortamda kışlanın güvenliğini sağlamaya yönelmiştir. Bu sırada, Jandarma Genel Komutanlığının en kıdemli komutanı sıfatıyla saat 02:30’da NTV’ye bağlanan Tümgeneral Arif Çetin’in yaptığı konuşma, Beytepe’deki personel açısından ayrı bir önem taşımıştır. Çünkü Çetin’in sözleri, astların kendi tutumlarını doğru ve meşru görmelerinde belirleyici bir etki yaratmıştır.
Arif Çetin’in NTV Yayını
Tümgeneral Arif Çetin, 15 Temmuz gecesi saat 02:30 sularında NTV canlı yayınına bağlanarak şu ifadeleri kullanmıştır [1]:
Arif Çetin: “Yüce milletime saygılarımı ve hürmetlerimi arz ediyorum. Jandarma Genel Komutanımız Orgeneral Galip Mendi’nin emirlerini iletiyorum. Ben, Jandarma Genel Komutanlığı Harekât Başkanı Tümgeneral Arif Çetin.
Jandarma Genel Komutanlığı emir-komuta yapısı içerisinde, bu hareket kesinlikle bizim emir-komuta zincirimizin dışında gerçekleşmiştir, kesinlikle tasvip etmiyoruz. Yüce milletimizin bunlara karşı durmasını istiyoruz. Biz, Jandarma Genel Komutanlığı olarak şu an duruma hâkimiz, gerekli tedbirler alınmaktadır. Birkaç saat içinde sonuçlanacaktır, milletimiz rahat olsun. Biz birliklerimizin başındayız ve millî iradeye karşı yapılmış bu hareketi şiddetle bertaraf edeceğiz. Milletimiz müsterih olsun.”
Sunucu: “TSK’daki sizin gibi düşünen generallerin durumu nedir?”
Arif Çetin: “Türk Silahlı Kuvvetleri’nin hiçbir generali bu darbeyi desteklememektedir, kesinlikle reddediyoruz. Bu hareket, milletimizin iradesine karşı bazı güçler tarafından başlatılmış bir girişimdir. Bunlara gereken cevap verilecektir.”
Sunucu: “Jandarma Genel Komutanı’nın durumu hakkında bilginiz var mı?”
Arif Çetin: “Jandarma Genel Komutanımız şu an karargâhta değil, biz karargâhtayız. Ben, Jandarma Genel Komutanlığı Harekât Başkanı olarak, birliklerimizin emir-komuta zinciri içerisinde gerekli her türlü tedbiri almış bulunmaktayım. Bunun dışında hiçbir emir geçerli değildir; verilen emirler gayrimeşrudur, millet iradesine aykırıdır. Biz, millet iradesine karşı olan tüm güçleri bertaraf etmeye, etkisiz hâle getirmeye hazırız.”
Sunucu: “Ankara’da bir karşı operasyon söz konusu mu?”
Arif Çetin: “Biz, Ankara’da Jandarma Genel Komutanlığı olarak duruma hâkimiz, problem yok.”
Çelişkiler ve Etkileri
Arif Çetin’in yaptığı konuşmalarda dikkati çeken en önemli husus, kendisini o gece karargâhta bulunuyormuş ve olayların kontrolünü elinde tutuyormuş gibi göstermesidir. Oysa daha sonra TBMM’de verdiği beyanlardan da anlaşıldığı üzere, söz konusu saatlerde karargâhta değil, Hisarcıklıoğlu Camii’nin imamına ait evde bulunmaktaydı.
Bu gerçek, yapılan açıklamaların samimiyetini ciddi biçimde tartışmalı hâle getirmektedir. Zira ‘karargâhtayız ve duruma hâkimiz’ şeklindeki ifadeler, kışlalarda görev yapan personele, içinde bulundukları faaliyetlerin tamamen emir-komuta zinciri dâhilinde ve meşru olduğu yönünde bir izlenim vermiştir. Bu beyanların etkisiyle özellikle Beytepe’de görev yapan personel, kendi tutumlarının doğru ve hukuka uygun olduğuna inanmış, bu kanaatle hareket etmiştir.
Kurmay Albay Özkan Doğanay’ın Savunması
15 Temmuz yargılamalarında Beytepe Jandarma Okullar Komutanlığı Davasında yargılanmış olan Jandarma Kurmay Albay Özkan Doğanay bu hususu şöyle açıklamaktadır:
“…Olaylar yaşanırken bir yandan televizyondan gelişmeleri takip ediyorduk. Bir süre sonra, o gün Jandarmada görevli olan ve Kurmay Başkanlığına vekalet eden Tümgeneral Arif Çetin televizyonda canlı yayına çıktı. Spiker kendisine, ‘Şu an sizin gibi düşünen generallerin durumu nedir efendim?’ diye sordu. Arif Çetin de şöyle cevap verdi: ‘Türk Silahlı Kuvvetleri’nin hiçbir generali bu girişimi desteklememektedir, kesinlikle reddediyoruz. Bu, milletin iradesine karşı bazı güçler tarafından kullanılan bir harekettir. Bunlara gereken cevap verilecektir…’
Devamında da ‘Ankara’da Jandarma Genel Komutanlığı olarak duruma hâkimiz, herhangi bir problem yok.’ dedi.
Ben de o anda bir general konumundaydım. Kendi davranışlarımın da bu sözlere uygun olduğunu düşündüm; çünkü ne ben ne de yanımdaki personel, sabaha kadar hiçbir darbe faaliyetine katılmadık. Zaten bize böyle bir emir de verilmedi. Arif Paşa’nın konuşmasını dinleyince doğru yolda olduğumu anladım. Kışlada bulunan herkesin de aynı kanaatte olduğuna inanıyorum…” [2]
Doğanay’ın beyanından açıkça görüldüğü üzere, Arif Çetin’in canlı yayındaki sözleri, astların kışlada kalarak kanunsuz emirlere uymama yönündeki tutumlarının doğru ve meşru olduğuna inanmalarını sağlamıştır.
Sonuç
Bütün bu değerlendirmeler bir arada ele alındığında, Tümgeneral Arif Çetin’in 15 Temmuz gecesi yaptığı açıklamaların çelişkiler içerdiği ve gerçeği yansıtmadığı açıkça ortaya çıkmaktadır. O saatlerde karargâhta bulunmamasına rağmen kendisini oradaymış gibi göstermesi ve olayların kontrol altında olduğu izlenimini vermesi, bu beyanların güvenilirliğini zedelemiştir.
Çetin’in ‘duruma hâkimiz, gerekli tedbirleri aldık’ şeklindeki sözleri, özellikle Beytepe’de görev yapan personel üzerinde yanıltıcı bir etki yaratmış; kışlada kalan veya yalnızca emniyet tedbirlerini yerine getiren askerler, bu ifadelerden kendi tutumlarının meşru ve doğru olduğu sonucunu çıkarmıştır. Buna rağmen, ilerleyen süreçte bu personel, fiilî davranışlarıyla hiçbir kanunsuz faaliyete katılmadıkları halde, önceden hazırlanmış listelere göre tasnif edilmiş ve darbe suçlamalarıyla karşı karşıya bırakılmıştır. Bu durum, Çetin’in açıklamalarının astları yanlış bir değerlendirmeye sürüklediğini ve masum personelin haksız ithamlarla muhatap olmasına sebep olduğunu göstermektedir.
Kaynaklar
[1] https://youtu.be/0mMfssSN8l8 “Tümgeneral Arif Çetin’in 15 Temmuz Gecesi Canlı Yayın Bağlantısı”
[2] Özkan Doğanay’ın 25.06.2018 tarihinde Ankara 20. Ağır Ceza Mahkemesi’nde verdiği beyanı